13.09.2013

NEDEN ?

Görüşlerinize uygun olsun ya da olmasın, iktidarda kimler varsa doğrularının takdir edilmesi gerektiği kadar yanlışları da eleştirilmeli. Eğer bu eleştirilerden bir sonuç edilemezse halk tepkisini sokaklara çıkarak ya da tencere-tava çalarak gösterir. Bu kamuoyunun en doğal hakkıdır. Gösteriler veya boykotlar barışçıl olduğu sürece hiç kimse bunlara müdahale etme hakkına sahip değildir. Bu hakkı kendinde görenler ve onların emirlerine sorgusuz sualsiz itaat edenler anayasaya müdahale suçundan yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır.

Olay bu kadar basit.

Ülkenizi yönetenler bu bilgiden ve bunu uygulayacak haysiyetten mahrum ise, kaos ortamının oluşması doğaldır.

Bu tür durumlarda iktidar sahipleri halen orada kalmayı başarıyorsa, sorulması gereken bir soru var:

Neden?

1950 iktidara gelen Demokrat Parti “artık söz halkındır” sloganları ile kazanmıştı seçimleri. Ancak ilerleyen yıllarda görülmesi beklenen demokratik ortamın gerçekleşmediği, 1923’ten bu yana muhalefet olmaya çalışan ancak sindirilen insanların sivil idareyi ele geçirerek bir intikam planı yürüttüğü, ülkeyi bölünmenin eşiğine getirdiği görüldü. Peki, ne oldu? Bu hastalıklı durumu gören genç subaylar üstlerini hiçe sayarak darbe yaptı. Darbe sonucunda hazırlanan 1961 Anayasası bu ülkenin tarihinin en demokratik, en eşitlikçi ve özgürlükçü anayasasıdır.

1950’li yıllar ile 2000’ler arasında ne fark var? Ben söyleyeyim. Sadece tarihler farklı. Bunun dışındaki her şey tıpkı bir aynaya bakıyormuşçasına aynı.

Gelelim sorumuza;

Neden?

12 Eylül 1980’den sonraki dönemde çok partili döneme geçişten itibaren sivil idarenin yapması gereken olağan işleri bile iktidarın tadını çıkarmaktan dolayı yapmadığını hepimiz biliyoruz. İşte tam da bu nedenle bugün ülkeyi parçalamak isteyen iç düşmanlar iktidarda. Onlar sadece yapmaları gerekeni yapıyor ve bunları çok büyük projelermiş gibi gösteriyorlar. Bu kadar basit.

Medyaya özellikle yansıtılmamış da olsa, İstiklal caddesinde polis barış isteyen özgürlük isteyen gençlerin üzerine biber gazı ile saldırırken; Sultanahmet meydanında “şeriat istiyoruz” sloganları atarak alenen bu ülkeyi yıkmak istediklerini belirten gruplara polisin “hiçbir” müdahalede bulunmaması gerçeği gözler önüne seriyor.

Kısacası, öyle uzun uzadıya düşünmeye gerek yok. Kanıt niteliği taşıyan her şey gözünüzün önünde mevcut durumda. Yapmanız gereken tek şey bunu görmek istemeniz.


Bu kadar basit.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder