Ayşecan Nine’ye,
Bu yaşa kadar yaşar mıyım bilmiyorum,
ancak yaşamayı başarırsam bu mektup beni çok güldürecek, bir o kadar da
duygulandıracak. Buna eminim. Neredeyse.
Bu satırları yazmaya başlamadan
yaklaşık 3 saat önce doğum yaptım. İkizlerim oldu. Hem de çift yumurta
ikizleri. Bir kızım bir de oğlum var artık. Bu hayatımın en güzel anı
kesinlikle, buna eminim. Ve ben şu anda bu anı taçlandırmak, geleceğe de bir
şeyler bırakabilmek amacıyla bu satırları yazıyorum. Şu anda çok mutluyum ancak
bir o kadar da korkuyorum. Artık kendim için değil, çocuklarım için korkuyorum.
Ben 34 yaşında anne olabilmiş bir
kadınım. Çocukluğumda anne babamdan da gördüğüm üzere, kariyerinin hemen
başında çocuk sahibi olan kadınların ikisini bir arada götürme şansının
milyonda bir olduğunu yaşayarak öğrendim. O nedenle bir süre sadece işimle
ilgilendim. Bir an önce yükselmeye çalışırken az daha evliliğimden oluyordum
ama şükürler olsun, başardım.
Doğum iznim bittikten sonra bir süre,
uzun bir süre her şey çok zor olacak biliyorum. Ama en azından gençliğimden
beri hayalini kurduğum, arzuladığım şeyleri tek tek yapmış olarak daha çok
sabır gösterecek, daha çok mücadele edeceğim. Üniversitedeyken hayalim sevdiğim
ve istediğim alanda başarılı olduğum bir kariyer, mutlu bir evlilik ve iki
çocuktu. Bunların hepsini başarmış biri olarak kendimle gurur duyuyorum. Bundan
sonrası çok zor olacak biliyorum, ama bu tatmin ile daha rahat mücadele
edeceğime inanıyorum. Çünkü kendimi biliyorum.
Çok ağrım var, o nedenle kısa kesmek
durumunda kalacağım, buradan bunu 40 yıl sonra görmesini umduğum kendime,
Ayşecan’a sesleniyorum:
40 yıl sonra büyük bir ihtimalle torun
ya da torunların olacak. Umarım bu mektubu tekrar görecek kadar yaşamış
olursun. Eğer bu mektubu herhangi bir nedenle daha erken okumak zorunda
kaldıysan, durum ne kadar vahim olursa olsun mücadeleden vazgeçme!
Görüşmek üzere
Ayşecan Nazlı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder