22 Eylül 2013 akşamı Atatürk Olimpiyat Stadı’nda yaşanan
olaylar; aylar öncesinden planlanmış tezgahların bir sonucudur. Burada amaç
sadece siyasidir. Olayların futbol ile spor ile uzaktan yakından alakası
yoktur.
Nereden mi biliyorum?
Büyük alim olmaya gerek yok. Dikkatli bir şekilde izlerseniz
olanları, zaten bunu daha olmadan anlarsınız. Hatta olacakları bile tahmin
etmek mümkün.
31 Mayıs’ta başlayan olaylarda sadece bir taraftar grubu
olmadığını, bir sosyalist ruh olduğunu bir kez daha tüm ülkeye hatta tüm
dünyaya kanıtlayan çArşı grubu doğal olarak iktidarda bulunan iç mihrakların
tepkisini çekti. İlk olarak Kazlıçeşme mitingine sahte “çarşı” flamaları
getirildi. “çArşı” böyle yazılıyor ama Kazlıçeşme’deki flamalarda “çarşı”
yazıyordu. Yani buna çocuklar bile bir tarafları ile güldü. Ardından, iktidar
partisinin gençlik kolları tarafından 1453 Kartalları diye bir taraftar grubu
kuruldu. Her fırsatta iktidara yakınlıklarını belli ettiler. 22 Eylül 2013
gecesi ile televizyonda iktidara yakın biri olan Rasim Ozan Kütahyalı bu grubun
iktidar partisinin gençlik kolları tarafından kurulduğunu canlı yayında
açıkladı. Yine her şey açığa çıktı yani.
Yaz ayları boyunca çArşı grubu bir terörist örgütmüş gibi
gösterilmeye çalışıldı. Önde gelen isimleri gözaltına alındı. Olaylar sırasında
espri amaçlı olarak verilen “satılık Toma” ilanı devlet tarafından gerçek
sanıldı! Rezalet yani.
Tüm bu olaylar döndü dolaştı 22 Eylül akşamına geldi. Maçtan
saatler önce 1453 Kartalları grubu twitter adreslerinden “1453 Kartalları
Susan, oturan, maçta çekirdek yiyenlerin oluşturduğu bir platform değildir.
Bugün gelin izleyin bizi, anlayacaksınız!” yazılı bir mesaj yayınlayarak
olacakların haberini vermişti bile. Ayrıca, 1 değil 2 değil tam 4 savcının bir
maç için görevlendirilmiş olması, her maç için yapılan olağanüstü derecedeki
üst aramalarının bu maçta yapılmaması da olacakların habercisiydi. Tiyatro
müthiş hazırlanmıştı yani.
Herkes olayların bir Galatasaraylı futbolcu yüzünden
çıktığını iddia ediyor ancak orada olanlar o malum kırmızı kart pozisyonundan
dakikalar önce tribünde kavganın çıktığını söylüyorlar. Olayın tam olarak neden
çıktığı belli ancak nasıl çıkarıldığı belli değil.
Galatasaray taraftarları maçta önde olduklarından dolayı
Beşiktaş taraftarının sahaya indiğini söylüyor. Şimdi bir düşünelim. Maç 2-1
Galatasaray’ın üstünlüğü ile bitse, Beşiktaş haftayı yine de lider kapatacak.
Ayrıca o pozisyonda Beşiktaş tehlikeli sayılabilecek bir yerden serbest vuruş
kullanacak. Pozisyonu görmeden neden sahaya insinler! Hepsini bir kenara
bırakalım, geçtiğimiz senelerde adeta yerin dibine indiği olaylar yaşadı
Beşiktaş takımı. Bu taraftar bir kez olsun böyle bir durumda sahaya inmedi.
Neden şimdi?
Gerçekleri görmek için çok zeki olmaya gerek yok. Gözlerinizi
açık tutun yeterli.
Olayların hepsi bir yana, yaşananları tasdik etmemekle
birlikte, Gezi’de on binlerce insana karşı destan yazan(?) polisin dün sahaya
inenleri görünce soyunma odası girişine doğru kaçmasını izlemek çok güzeldi.
Kendi vatandaşına zulüm eden Türk polisi bunu haketmişti.
Son olarak; bir Fenerbahçe taraftarı ve bir sporsever olarak
şunu söylüyorum:
“çArşı bir ruhtur ve hepimizi
kendisine hayran bırakmıştır. Bu millet çArşı’yı yedirtmez!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder