26.09.2013

E - Le - Man Meselesi

Bu yazı bir sporsever tarafından ele alınmıştır.

Peşin peşin söyleyeyim de, sonra taraflı falan demesinler.

Öncelikle, spor kulüplerinde “kurumsallık” doğru bir fikirdir. Olmalıdır. Ancak şu da unutulmamalıdır ki; sportif kurumsallık da bir yere kadardır. Nasıl ki iş yaşamında belli konularda sınırlara esneklik kazandırılır, kurallar yıkılmaz; işte spor dünyasında da bunu yapmazsan ayakta duramazsın. O istikrar dediğin şeyin içine edilir.

Yönetici sıfatına sahip kişiler 3-5 yaş arası çocuklar gibi davranırsa 3-5 yaş kategorisindeki çocuklar ne yapacak? Yöneticilik mi?

Fatih Terim evim dediği Galatasaray’dan kovuldu. Takım da dahil olmak üzere yönetim kurulu dışındaki herkes (rakip takım taraftarları dahil) bu duruma tepki gösterdi. Nasıl göstermesinler ki? Galatasaray’a 15 sene kaptanlık yapmış Fatih Terim, bu kulübe Avrupa Şampiyonluğu yaşatmış, defalarca lig şampiyonluğu yaşamış, ne zaman ihtiyaç olunsa koşa koşa gelmiş bir insanın “kovulması” mı doğru bir karar? Neden kovuldu peki? Yapılan açıklama hocanın Ünal Aysal’a saygısız davrandığı yönünde. Nasıl yani? Fatih hoca başkanın telefonlarına çıkmamış, milli takım kampında iken sözleşme teklifine cevap vermemiş. Bunlar mı saygısızlık? Kreş mi burası? Fatih Terim Galatasaray Futbol Takımı’nın gece bekçisi mi? Ünal Aysal ilah mı? Her telefona koşar adım cevap mı vermek zorunda hoca? Hayır.

Spor dünyası uzun yıllardır pek çok saçma sapan kovulma hikayesi duymuştur da bu ilk 10’a girecek gibi. Biliyoruz ki; Ünal Aysal önemli bir iş adamı. Ayrıca başarılı da birisi. Yani pek çok farklı karaktere sahip insanla bir uyum içerisinde çalışıyor. Peki neden Fatih Terim ile anlaşamadı? Cevap çok basit: Fatih Terim emir kulu değil. Tırnakları ile kazıyarak bugünlere gelmiş birisi Fatih Terim. Ne başkanlar geldi geçti Galatasaray’da, Türkiye Futbol Federasyonu’nda; bir tanesi bile bu adamı kukla gibi oynatmayı düşünmedi bile. Çünkü bunun imkansız olduğu belli. Ünal Aysal dediğim gibi çok başarılı birisi. Akıllı biri. Önce şu “eleman” lafı ile çıktı ortaya. Öyle dokunduracak bir laf değil belki ama kurumsal bir yapı olarak baktığınız zaman; Fatih Terim “Galatasaray Spor Kulübü Futbol Şubesi Teknik Sorumlusu” olarak görünüyor. Adam resmen bir yönetici konumunda yani. Kısacası, hiçbir patron yöneticisine “eleman” demez. O halde bu alenen tehdit etmektir. İşin benim dudaklarımın arasında demektir. Bu tehdit ile hocayı dindirebiliriz sandılar ama hoca susmadı. Neden sussun ki? Adam işini yapıyor, bir de başarılı bir şekilde yapıyor!

Ortadaki durum tamamen bir komedi yani.


Ünal Aysal spor yönetiminde bazı klişeleri yıkmak yeni bir tarz getirmek istiyor bu belli, buna da saygı duymalıyız. Ancak, böyle eften püften bir inatlaşma yüzünden bütün planı çöpe atmaya gerek yok. Madem ki sayın başkan bazı şeyleri değiştirmek istiyor; o halde ilk olarak “kulüp başkanı her işe karışır” adlı sözlü kuralı değiştirsin. Ondan sonrasını da o zaman konuşalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder