Doktora gittim bugün. Test yaptılar bana, hani şu kan
alınanından. Sonra sonuçlar geldi. Doktor karşıma geçti oturdu. Suratında
umutsuzluğun umudu vardı. Daha o söylemeden anlamıştım. Ölüyorum tanrım. Daima iyi bir insan olmaya çalışmama rağmen çok
hasmım olmuştu, bu da iyi bir insan olmanın bedeliydi. Sonunda şansım döndü
dolaştı benim karşımda yer aldı. Bu da
oldu işte.
Açıkladıktan sonra bir süre ne ben ne de doktor tek kelime
etmedik. İkimizde söze karşı tarafın girmesini bekledik bir umut. Sonunda
sessizliği doktor hanım bozdu : “Her ölüm
erken ölümdür.” Her ne kadar kabullenmek imkânsız gibi de olsa, bu sözü
hazmetmek yerine gidip her türlü pisliğe bulaşmayı bile göze alsam da; Biliyorum tanrım.
Doktor hanım beni yalnız bırakmak için birkaç dakikalığına
odadan çıktı. Kapıyı dışarıdan kapattığında ne yapacağımı bilemedim. Bir şey
düşünemedim. Sahi böyle durumlarda ne düşünür insan? Bilmiyorum. Sonra, aniden
yukarıya doğru baktım tanrım. Sana doğru. Biliyorum kararları sen veriyorsun. Ama, ayrıca, aldığın şu hayat, benim
otuz sekiz yıllık her anı bir aksiyon içerisinde geçen hayatım, Fena değildir... Haberin olsun. Bu
arada; Üstü kalsın...
NOT: İtalik
ile yazılı olan dizeler Cemal Süreya’nın Üstü Kalsın şiirini oluşturuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder