Yine bir Ağustos akşamında, sen ve ben Yeşilköy Sahili’ndeki
o kayalıklardaydık. Ayışığında oturduk, son bir haftadır her gece yaptığımız gibi.
Sen bana dayıyordun vücudunu, ben sana dayıyordum vücudumu. Bir bütün gibi
bakıyorduk geceye. Göz göze geldik birdenbire, o ne bakışmaydı öyle. Sonra “sen
muhteşemsin” dedim yine ve… Bileğinden öptüm seni.
Ne zaman bileğinden öpsem gülmeye başlardın. Bunun seni
gıdıkladığını söyler dururdun. Benden inadına yapmaya devam ederdim,
kahkahaların beni cennete götürürdü sanki. Sonra ayakta öptüm, hem de ne öptüm
be! Dudağından
seni…
Kalktık eve doğru yürümeye başladık. El ele gördü bizi
insanlar. Yıllarca bu sokaklarda avare bir şekilde dolaştıktan sonra seninle
birlikte geçmek bu sokaklardan, bir ödül gibiydi bana tüm bu olanlar. Sonra
geldik. Kapı aralığında öptüm, tadını çıkara çıkara… Soluğundan
seni.
Zaman durmuştu sanki. Sadece sen ve ben. Sonra cıvıltılı
sesler geldi etraftan. Bahçede çocuklar vardı, bizim
çocuklarımız. Kızımız atladı hemen kucağıma. Sımsıkı sarıldı bana, gitme bir
daha dercesine… Çocuğundan öptüm seni.
Evimize gittik sonra, çocukları bırakarak kendi hallerine. Evime
götürdüm yatağımda, kucağımda taşıdım seni yatağımıza. Sonra sere serpe
yatağa yatırdım seni. Çıkardım attım tüm kıyafetlerini… Kasığından öptüm seni.
İşimiz gereği farklı zamanlarda farklı yerlerde olmamız
gerekiyordu. Özlüyordum seni. Biliyorum, sende özlüyordun beni. Bazı günler
bazı şaşırtıcı şeylerde yaşandı tabi. Başka evlerde karşılaştık, bir yanda
şaşkınlık bir yanda mutluluk vardı dört bir yanımızda. İliğinden öptüm seni, o
kadar yani.
Elinden tuttum kayalıklarda. Gülümsedin bana, gülümsedim
sana. Mutluluktu bu işte. En sonunda caddelere çıkardım, senin
elinden tuttum göğsümü gere gere dolaştık cadde sokak… Kaynağından öptüm seni,
tam kalbinden yani…
NOT: İtalik ile yazılı olan satırlar
Cemal Süreya’nın “Sayım” şiirini oluşturuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder