20.11.2013

Nefes Almaya Benzemek

Dünya üzerinde milyonlarca insan yaşıyor. An itibariyle bu sayı 7 milyarın üzerinde. Yani 7 milyardan fazla kişilik barındırıyor bu dünya. Azıyla çoğuyla 7 milyardan fazla ego taşıyor bu dünya. Söylerken de yazarken de şaka havası var ama gerçek bu.

Her insanın kendisine özgü zevkleri var. Aynı zamanda yine kendine özgü sevmedikleri var. Tüm bunlar bizleri belirliyor. Bizi olduğumuz kişiler yapıyor. Elbette daha pek çok etken var ancak bugün için önemli olan zevkler.

İnsanlar sevdikleri şeyleri belli bir düzende yaparlar. Düzen bozulup da sevdikleri şeyi yapamadıklarında sinirlenirler. Kendilerini daralmış hissederler. Belki günde sadece 5 dakika için bile yaptıkları o şey onları hayata bağlayan şeydir.

“Uzun süredir yazmamıştım. Kendimi tutuyor, vakit olmadığını söylüyordum ama daha fazla dayanamadım. İskeleden koşarak evin yolunu tuttum. Kapıyı çarparak açtım ve hemen masama yöneldim. Çekmeceden kağıt kalem çıkardım. Kalemlerimi kalemtıraş ile açarken çıkan o kokuyu içime çektim derin derin. Başladım yazmaya. Yazdıkça yazdım. Rahatladım….”

Bir önceki paragraf Sait Faik’in yaşamış olduğu bir anı. Kendisi bu durumu bizzat yaşamış. Yazmak onun için nefes almak gibi bir şeymiş çünkü; gerekli ve güzel…

Sizi rahatlatan şey illa yazmak olmayabilir. Kimi insanlar dans ederler, kimileri de şarkı söylerler. Bazı insanlar spor yapar, bazı insanlar da başka şeyler yapar. Önemli olan burada yapılan şeyden çok yapılan şeyin verdiği huzurdur.

Günümüzde yaşamanın bile kurallara bağlı olduğu bu düzende sizin de nefes almanızı huzur bulmanızı sağlayan bir şeyler varsa ona sarılın. Onu asla bırakmayın. Aksi takdirde hayat adı verilen düzen sizi de yok etmek için elinden geleni ardına koymayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder