İnsan zaman zaman yalnız kalmak ister. Sakinleşmek, sadece
kendi düşüncelerini duymak ister. Bunun en doğru kararı vermesinde etken
olacağına inanır. Doğrudur da. Ama önemli olan buradaki o püf noktayı
anlamaktır. Yalnız kalmak istemek illa ki herkesten kaçmak demek değildir.
Düşünmek istemektir. İnsan düşünmek ister. İnsan kendi
kararını kendi vermek ister. Bundan daha tartışmasız bir durum olabilir mi?
Ancak yalnız kalıp da düşünmek demek çevrenizde size
gerçekten değer veren tüm insanları bir anda yok saymak demek değildir. Bu insanlar
size “kararın ne olursa olsun yanındayım” diyorsa artık bunun daha ötesi
yoktur. Siz onlarla baş başa bile olsanız zaten yalnız kalmış sayılırsınız. Eğer
bu size yetmiyorsa, demek ki siz o insanlara inanmıyor ve onlara en ufak bir
seviyede dahi değer vermiyorsunuz demektir. Kısacası, sorun onlarda değil sizde
demektir.
Yanlış bile olsa kendiniz için en doğru kararı siz
verirsiniz. Dostların yapması gereken tek şey size seçenekleri hatırlatmaktır. Belki
yeni bir seçenek yaratırsınız birdenbire, belki de o seçeneklerden birini
seçersiniz. Bilirsiniz ki yolunuz hangi seçenek olursa olsun size gerçekten
değer veren, sizi daima özel olarak görecek olan insanlar daima sizin yanınızda
olacaklardır. Siz bunu istemiyorsanız bu insanların yapabileceği bir şey
yoktur. Sizi kendi halinize bırakıp gitmek zorundadırlar…
Eğer birilerinin size olan sevgisinden korkuyorsanız siz o
insanı o kadar sevmiyorsunuz demektir. Bahsettiğim şey aşk değil, dostluk. Bunu
dile getirmekten korkarsınız ve bahaneler üreterek kaçarsınız ancak o kişi bunu
çok iyi anlamıştır.
Bundan sonra ne olacaktır? Her şey birden eskisi gibi
olabilir mi? Asla. Artık çok geç. Elbette bu sevgiyi bu değeri kaybeden kişi bu
sevgiyi ve değeri yeniden kazanmak için bolca çaba harcamazsa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder